Ekonomi-Analiz: Dövize YSK Dopingi
İşler böyle giderse Merkez Bankası yeni bir kallavi faiz artışı baskısı altında kalacak, Saray’ın kısa vadeli beklentileri ile küresel finans oligarşisinin dayatmaları arasında preslenecek.
Yargı darbesi eliyle İstanbul Belediye Başkanlığı seçimlerinin iptali sonrasında, ekonomide tüm halkın yaşam koşullarını olumsuz yönde etkileyecek gelişmeler yaşanıyor. Birçok sektörde ithalata bağımlı olan Türkiye ekonomisi 6 Mayıs kararı sonrasında dövizde yaşanan çalkalanma yüzünden enflasyonda yeni bir yükselişle karşı karşıya kalacak, geçen ay %20’nin altına düşmesi sonrasında yandaş medyada sevinç gösterileri yaşanmasına yol açan enflasyon, dövizdeki yükselişten olumsuz etkilenecek. Tarla mevsimi başlamasına rağmen pazarlarda meyve ve sebzenin ucuzlamamasında nakliye maliyetlerinde yaşanan artışın çok önemli etkisi var.
Ekonomi Bakanı Damat, aile şirketinin belediyeden aldığı ihalelerin kesilmesini şimdilik engelleyebildi ancak dövizdeki artışı bir türlü engelleyemediği için zor durumda. “Demir yumruğu vurduk, dövizi düşürdük” demecinin videoları bu aralar komedi amacıyla paylaşılıyor. Dün yaşanan ani artış sonrasında, Merkez Bankası ve devlet bankaları hem piyasalara sundukları Türk lirasını kısarak hem de açıktan döviz satarak (devlet bankalarının dün gece 1 milyar dolar sattığı iddia ediliyor ) dövizin ateşini söndürmeye çalışıyorlar. Fakat bu tip palyatif çözümler aslında tam anlamıyla bir kusursuz fırtınanın oluşmasını da hazırlıyorlar çünkü yüksek şirket borçluluğuna karşın merkez bankası rezervlerinin hızla azalması lira üzerindeki basıncı daha da arttırıyor. 31 Mart seçimleri öncesinde devlet bankaları eliyle dağıtılan düşük faizli kredilerin de önemli bir kısmı dolar ve euro hesaplarına dönüşmüş durumda. İşler böyle giderse Merkez Bankası yeni bir kallavi faiz artışı baskısı altında kalacak, Saray’ın kısa vadeli beklentileri ile küresel finans oligarşisinin dayatmaları arasında preslenecek.
Türkiye’nin bu yıl en az %1 küçülmesi, gelecek yıl ise ancak %2 büyüyebilecek olması işsizlikte hızlı bir düzelmenin imkansız olduğunun göstergesi. Böylesi yapışkan ekonomik krizlerin, toplumsal temayüllerde köklü değişimleri zorladığı, bilinçleri formatlayabildiği bilinen bir gerçektir.
Krizden çıkışın yolu sayıları hızla artan dolar milyarder ve milyonerlerinin servetlerinin yeniden dağıtımını sağlayacak devrimci politikaların uygulanmasıdır. İşçiler borçlandırılarak değil gerçek gelir artışlarıyla tüketebilmeye başlarlarsa stagflasyon koşullarından çıkılabilir; ülkenin dış kaynak bağımlılığı ulusal tasarruflarla ikam edilebilir.
Sosyalistlerin yapısal dönüşüm projesi, servetin özel ellerden toplumsal olana aktarılması, servetin yeniden dağıtılmasıdır.