Venezula Halklarına Ses Vermek – Reinaldo Iturriza (Roar Mag)

Ayşe Tansever, Roar Mag’de yayınlanan röportajı Karşı Mahalle için Türkçe’ye çevirdi.

Çeviren notu: Venezuelalı Sosyolog Reinaldo Iturriza, Bolivar Venezuela Üniversitesi profesörlerindendir. 2013-14 yılları arasında Komünler ve Sosyal Hareketler, 2014-16 yıllarında Kültür Bakanlığı yapmıştır. Tanınmış bir Venezuelalı yazardır ve Bolivar devrimi konusunda saygın incelemeleri vardır.  

Neredeyse hiç tanınmayan Muhalefet Lideri Juan Guaido’nın kendini geçici Devlet Başkanı ilan ederek ABD destekli “yumuşak darbe” girişiminin ardından altı hafta geçti. Şimdi olaylar ne durumda? Son haftalarda Venezuela’da yaşanan temel politik gelişmeleri bize kısaca anlatabilir misiniz? 

Burada, Venezuela’da bile bu olay üzerine çok az konuşuluyor. Ama bu son 21 Ocak Pazartesi sabahı yaşanan saldırı, yani Venezuela halkını başkan Maduro’yu tanımaktan vazgeçirmeye çalışıp diğer askeri birlikleri de isyana çağıran küçük bir grup Bolivar Ulusal Muhafız üyesinin ayaklanması, ortalığı biraz hareketlendirdi. Bu grup şiddet kullanılmadan, arkasından ağlayacak kurbanlar bırakılmadan  hemen etkisiz hale getirildi ama Guaido’nun kendini Başkan ilan ettiği 23 Ocak’ta tepe noktasına ulaşan bir dizi şiddetli protestolara yol açtı.   

Bu olay komplonun ilk dönemdeki temel amacını gösteriyor: Bolivarcı Ulusal Silahlı Kuvvetleri’ni (FANB) parçalamak ve halkı Bolivar devrimine karşı harekete geçirmeye, başka bir deyişle de Venezuela halkını kırmaya yüreklendirmek. Bunların hiçbiri gerçekleşmedi. Yukarıda anlattığım olay kadar önemli bir olay da ABD’nin Venezuela devlet mülkiyetindeki doğal gaz ve petrol şirketi PDVSA’nın Amerika topraklarındaki mallarına ambargo getirme kararıydı. Bu Venezuela ekonomisine ve özellikle onun petrol endüstrisine karşı sistemli bir saldırının devamıydı. Daha sonra da ülkeye “humaniter yardım” sokma girişimi yaşandı ki bu açıkça Kolombiya hükümetinin güçlü desteğiyle askeri müdahaleye zemin hazırlamanın bir bahanesi olacaktı.

Vurgulanması gereken başka bir şey daha var: 23 Ocak’ta kendini başkan ilan etme olayının arkasından sokakta yaşanan şiddet esas olarak durdu. Ülkede gerilimli bir sessizlik var. 23 Şubat askeri saldırı girişimi başarısız olduktan sonra durum belirgin bir şekilde daha az gerilimli. Ülkenin büyük çoğunluğu çok zor ekonomik durumun üstesinden gelmeye ve ilerlemeye çalışıyorlar. 

Bu noktada bir iç savaş tehdidi veya ABD askeri müdahalesi olasılıkları hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu tehdit Guaido’nun Maduro’yu kısa sürede devirme önerisinin “başarısızlığı” nedeniyle azaldı mı yoksa arttı mı? 

Tehdit tamamen ortadan kalkmadı. Venezuela’ya bir askeri operasyonun hazırlandığını düşünüyoruz. Şimdiye kadar saldırı psikolojik, (askeri liderlere ve başkan Maduro’nun kendisine yönelik ölüm tehditleri de dahil olmak üzere), ekonomik ve kamu hizmetlerini sabote etmeye odaklanmıştı.  Ancak bu operasyon askeri safhasına girmedi. Psikolojik saldırı istendiği gibi FANB’ı kırmayı başaramadı.

2014’te ve özellikle 2017’de zaten bir iç savaş olasılığı çok yüksekti. Şimdilik bu tehditlerin üstesinden gelmeyi başardık. Ancak özellikle bir patlama yaratma girişimleri tekrar tekrar başarısızlıkla sonuçlandıkça bir ABD askeri saldırısı hala olasıdır.

Daha önce Komünler ve Sosyal Hareketler Halk İktidarı bakanı olarak görev yaptınız. Chavismo’da Halk İktidarı ve tabandaki halkların örgütlenmesindeki rolü konusu Venezuela dışında hiçbir ilgi görmedi denebilir. Uluslararası medya genellikle muhalefet protestolarına odaklanıyor. Bize biraz Chavismo’da Halk Öz Örgütlenmesi ve Doğrudan Demokrasi tarihini, özellikle de İşçi Yönetimindeki Kooperatifler ve Komün Konseyleri Hareketi’nden birşeyler anlatır mısınız?   

Korkunç sayıda incelemede Venezuela’da olup bitenin yüzeyselliği veya hatayı tetikleyen şey, özünde Chavismo’nun sosyal temellerine ilişkin bu uğursuz sessizliktir. Chavez’i Chavez yapan (sonra da ABD destekli askeri darbe karşısında onu savunan. Editör eki) sosyal temelller bu politik öznelerdir. Sonuçta onun inşa ettiği bu halk dokusu iktidarın varlığını ve devam etmesini sağlamıştır. 

FANB için de aynı şey geçerli: Demokrasiye desteğinin nedenlerini açıklayan sürüyle yüzeysel araştırma var. Bu analizler hiçbir zaman, örneğin askerlerin sınıf kökenini anlamaya çalışmaz. Chavismo karşısında uluslararası medya önyargı ve cahillik karışımı bir bir tavır gösteriyor. Ancak aynı zamanda bilinçli bir şekilde halkların iktidar desteğini, dahası da halk sınıflarının düşünce ve duygularını gizleyebilmek gibi basit nedenlerle medya Bolivar demokrasisine yabancılaşmış durumda. 

Elbette halk sınıfları içindeki birçok insan şimdi kendisini bir yanda iktidarın sosyal ve ekonomik krizle doğru bir şekilde mücadeledeki yetersizliği, diğer yanda da halk iktidarının tüm söylemlerini yok etme amaçlı ABD destekli sağ kanat muhalefet arasında sıkışmış zor bir konum içinde buldu. Bu karmaşık durumda tabandaki Chavistaların tepkisi nasıl olmalıdır? Maduro iktidarı karşısındaki konumları nedir?

Daha ilk günden beri Chavismo sosyal tabanının her zaman iktidarı değerlendirmede çok eleştirel olduğu genellikle dikkate alınmaz. Chavez’le de böyleydi. Lider olarak onun gücü alttan gelen eleştiri ve halk sorgulamasına açık olmadaki olağanüstü yeteneğidir. Yani iktidarı eleştirmek yeni bir şey değildir. Bir problemden ziyade Bolivar devriminin canlılığının bir işaretidir. 

Chavistalar iktidarlarının işleri iyi yapamadığını ya da çabalarının yetersiz kaldığını anlama yeteneğine sahipler ama yine de onun halkın iktidarı olmayı sürdürdüğünü anlıyorlar. Açıkçası, ABD iktidarının dayattığı bir rejim asla bir seçenek olamaz. Bunu gördükten sonra Maduro ve Guaido arasında seçim yapma gibi bir ikilem karşısında değillerdir. ABD destekli bir sağ kanat muhalefet asla seçenek değildir. 

Bu sözde ikilemi konuşursak: Venezuela’daki bazı sesler, solu “ne o ne de diğeri” yani “ne Guaido ne de Maduro” deme pozisyonuna çağırıyorlar. Buna ne diyorsunuz? 

Bu, Chavistaların ne düşündüğünü ve hissettiğini göz ardı ederek veya halkların mücadelesinden uzaklaşarak ve onları yanlış anlayarak alınacak sahte bir pozisyondur. Bu pozisyon Chavizmo adına, onun mücadelesi adına ve sol eleştiri iddiası ile alınsa bile böyledir. Asıl halk sınıfları mücadelesinden uzaklığı bu pozisyonu aldatıcı yapan şeydir.

Venezuela’da uzun zamandan beri iki tarihsel proje arasında, hem muhalefet güçleri arasında hem de Chavismo’nun kendi içinde Bolivar devriminin stratejik yönelişi konularında güçlü gerilimler vardır.  Venezuela halkının büyük bir bölümü mücadeleyi bırakma kararı alsa da benim kişisel duruşum her zaman mücadele eden halklarla ittifak içinde olmak ve Venezuela oligarşisi ya da ABD emperyalizminin işine yarayabilecek konumu asla benimsememektir.   

Güncel krizden çıkmak için ne önerirsiniz? Uluslararası sol bu zor zamanlarda Venezuela halklarına destek için ne yapabilir ya da yapmalıdır? 

Uluslararası solun yapabileceği çok şey var. Hatta eylemleri gerçekten belirleyici olabilir. Sadece bir örnek vereceğim: Roger Waters. Venezuela’nın eleştirel olmayan veya küçümseyen desteğe ihtiyacı yok. Bunu istemiyoruz. Eleştirilsin, açık açık eleştirilsin ama görünmez kılınan halkların ve mücadelesinin yanında, devrimin içinde kalarak eleştirilsin.   

Eleştiri halkın sesi olmalı ve bu seslerin çoğalması koşullarının yaratılmasına hizmet etmelidir. Aydınlatıcı olmaya devam etmelidir. Uluslararası sol bu medyanın acımasız bilgi yanlışlığı ve Venezuela’da gerçekten ne olduğunun duyurulmasını engelleyen araştırma karartmasının kırılmasına yardım edebilir. Güncel krizin nedenlerini titiz bir şekilde inceleyip tarihi araştırmalıdır. Chavismo nereden geliyor, nasıl doğdu, emperyalizmin bu devasa saldırısına karşı direnmeyi nasıl becerdi? Sonunda hepimiz aynı mücadelenin bir parçasıyız.   

Yazarın Diğer Yazıları