Ekvador’da beklenmeyen sonuç

… halk, bu seçimlerde beklendiği gibi Correa çizgisindeki Arauz’u değil gerici Lenin çizgisindeki Lasso’yu seçti. Neden? Bu yalnız Ekvador değil tüm kıta ilericiliği açısından önemli bir sorundur.

11 Nisan 2021 Pazar günü Latin Amerika’nın önemli bir ülkesi Ekvador’da başkanlık seçimlerinin ikinci turu yapıldı ve beklenmedik bir şekilde sağ kanat kazandı. Neoliberal politikaların savunucusu Guillermo Lasso, Rafael Correa’nın adayı Andres Arauz karşısında %47,5’a karşı %52,5 oy oranı ile başkanlık koltuğuna oturma hakkını kazandı.  Bu sonuç Latin Amerika kadar dünya ilericileri açısından da çok şaşırtıcı oldu.

Andres Arauz seçimlerin hemen arkasından yenilgiyi kabul ederek rakibi Lasso’yu kutladı. Arauz 36 yaşında, yurt dışında ekonomi okumuş başarılı bir ekonomisttir. On yıl önce, daha 26 yaşında Correa iktidarının çeşitli bakanlıklarında görev alan, aslında bu derece yüksek görevler üstlenen dünyanın sayılı genç politikacılarından biridir.  

Ekvador halkının tercihi bu halkçı politikacı değil, Guayaquil kentinde bankası olan bir zengin oldu. Guillermo Lasso, ABD’nin Florida eyaletinde benzin istasyonları, arazileri, Panama’da bankası ve vergi cenneti ülkelerde paraları olan biri. 

Arauz yenilgiyi kabul ettikten sonra “insan haklarına kesin saygı temelinde barış ve uzlaşma, politik zıtlıkların son bulması, muhalifleri düşman görmenin sona ermesi” çağrısında bulundu. Yani seçim öncesi kutuplaşmaya karşı mücadele edeceklerini, Correa’nın “Vatandaş Devrimi” projesini uzun soluklu bir proje olarak gördüğünü ve hemen bu doğrultuda çalışmalara başlayacaklarını açıkladı.

Lasso ise seçimleri kazanır kazanmaz yaptığı konuşmada 24 Mayıs’ta iktidarı devraldığında neler yapacağını açıkladı. Pandemi ile mücadele dışında çok tartışmalı olan Merkez Bankası başta olmak üzere bir çok kamu malını özelleştirecektir. Correa’nın bir çok halktan yana  uygulamalarını değiştirecektir. Örneğin Eğitimin modernleştirilip bilimsel, çağdaş bir düzeye çıkarılması için kurulan bakanlığı kaldıracaktır. Yurt dışına para kaçırmayı engelleyen yasalar kaldırılacaktır.  Büyük şirketlerin basın yayın organına sahip olmalarına tekrar izin verilecektir. Lasso ülkeyi şimdi iktidarı devralacağı Morena Lenin’den daha da neoliberal politik bir hatta oturtacaktır. ABD ile ilişkileri daha ileri düzeye taşıyacaktır. Başkanlık koltuğuna oturacağı törene Venezuela devlet başkanı Maduro’yu değil muhalif, ABD uşağı Juan Gaiodo’yu çağıracağını açıklayarak ne kadar emperyalist güçlerden yana politika uygulayacağını ilan etmiş oldu.

Lasso’nun seçimleri kazanması gerçekten beklenmeyen bir şeydi. Seçim öncesi yapılan kamu oylamaları Arauz’u epey oy farkı ile önde gösteriyordu. Şimdiki başkan Moreno Lenin ülkeyi çok kötü duruma soktu. Son kamu oylamaları onun  destek oranını tek haneli rakamlarda veriyordu. Ülke ciddi sosyal, ekonomik, politik bir kriz içinde idi.  Pandemiyi çok kötü yönetti. Ölüm oranları kıtanın en yükseklerinden oldu.  Covid 19’dan ölen insanların günlerce kapı önlerinde toplanmasının beklendiğini gösteren fotoğraflar dünya basınında şok etkisi yaratmıştı. Yığınla aşı yolsuzluğu  yapıldığı basına sızdı. Yoksulluk %10’ların üstüne çıktı. Ekonomik üretim %10’ların altına düştü.  Bu ortamda da halkın M.Lenin çizgisindeki Lasso’yu değil ilerici Arauz’u seçmesine kesin gözüyle bakılıyordu.

Halkın çoğunluğu bu yaşananlar ve acılara rağmen neden tekrar bu zorlukların sebebi olan politikaları sürdürecek bir politikacıdan yana tercih yapmıştır? Açıklanması gerekir. Yanlışlıklar, eksiklikler nelerdir? Muhalefetin başarısı nedir?

Eksiklikler ve sağın başarı nedenleri

Bilindiği gibi şimdiki başkan Lenin Moreno 2017 yılında Rafael Correa’nın kabinesinde görevler yapmış biri idi. Correa anayasa gereği tekrar aday olamayacağı için onu kendi yerine aday göstermişti. Seçimlerde Moreno Lenin şimdi seçilen Lasso’yu yenerek başkan olmuştu. Ama Lenin tam anlamıyla “kuzu postuna bürünmüş bir kurt” olduğunu göstererek, iktidar olur olmaz Correa’nın tüm ilerici politikalarını terk edip neoliberal politikalar yürütmekle kalmadı Correa’yı ve onun birçok yoldaşını yolsuzlukla suçlayıp tutuklattı. Sahte belgeler düzenledi. Halk Lenin’in gerçek yüzünü gördü, neoliberal politikalar altında ezildi.

Bütün bunlara rağmen halk, bu seçimlerde beklendiği gibi Correa çizgisindeki Arauz’u değil gerici Lenin çizgisindeki Lasso’yu seçti.  Neden?  Bu yalnız Ekvador değil tüm kıta ilericiliği açısından önemli bir sorundur.

En başta şu söylenebilir: Her ne kadar halk Correa’yı sevse ve ilerici politikalarından kazançlar elde etse bile Lenin’in asılsız yolsuzluk suçlamaları (aynı Lula ve Dilma vs. yapıldığı gibi), Correa’nın yurt dışına çıkmak zorunda bırakılması,   eski başbakanı dahil bir çok iş arkadaşlarının tutuklanması, politikaya girmelerinin yasaklanması büyük bir etken olmuştur. Correa’nın “Vatandaş Devrimi” politikası Lasso tarafından “başarılı” bir şekilde gözden düşürülmüştür. Halklar bu yalanlara maalesef inanmışlardır.

İkinci olarak Lenin’in bu saldırıları Arauz’un dayanabileceği, seçimlerde birlikte çalışabileceği örgütsel alt yapıyı yok etmiştir. Ne halk, ne yerli, ne işçi ne de feminist örgütlenmeleri kalmadı. Hepsi dağılmıştı. Onların yerel ve bölgesel çalışmaları elbette halklara Arauz’un politik hattının tanıtılmasında önemli işlevler göreceklerdi. Halka gerektiği gibi ulaşılamadı.

Üçüncü olarak, bu durumdan Lasso iyi yararlandı. Elinde hem ülkenin güçlü medyası hem de maddi imkanlar vardı. Lenin’in anti-Correa kampanyalarını iyi değerlendirip kendini sütten çıkmış ak kaşık gibi göstermeyi becerdi. Bol bol Correa’nın yolsuzluk suçlamalarını işleyerek Arauz’u gözden düşürmeyi başarmış görünüyor. Ayrıca asılsız bir şekilde Arauz’u Kolombiya sol çevrelerinden para almakla suçladı. Arauz’un Venezuela gibi bir yönetim kuracağını iddia etti. Ekvador’a sığınmış Venezuela’lı göçmenlere paralar vererek yalan şeyler söylettirdi. Halkı Arauz başa gelirse Ekvador’un Venezuela gibi ambargolar altında, yoksul bir ülke olacağına ikna etme politikası yürüttü.    

Kazanmasında önemli faktörlerden bir diğerinin de Yerli Hareketi  Conaie (Ekvador Yerli Uluslar Konfederasyonu)  liderlerinden Yaku Perez olduğu söyleniyor. Mart ayındaki birinci tur seçimlerde Lasso’ya tartışmalı bir şekilde ikinciliği kaptırdığına çok öfkelenen Perez son turda yandaşlarını boş oy kullanmaya çağırdı. Oysa bir yerli halk örgütünün, neoliberal Lasso’ya karşı çok uluslu bir Ekvador hedefleyen, ekolojik görüşleri savunan, eşitlikçi, halkçı Arauz’u desteklemesi bekleniyordu.

Ancak olaylar öyle gelişmedi Perez de Yerli Halkların “kuzu postu giymiş kurt” Moreno Lenin’i oldu. Yerli halkların liderlerinden biri olarak onların topraklarını korumayı önemseyen,  çıkarım endüstrisine karşı çevreci bir politika izleyecek gibi görünse de ABD yanlısı neoliberal bir çizgi içinde olduğunu çeşitli olaylarla gösterdi. Arkasını emperyalizme dayamış karanlık bir kişilik olduğu ortaya çıktı. Lasso’yu adaylığını almakla suçladı ve seçimlerde destek vermedi. Arauz’un Correa çizgisinde, Ekvador’u Bolivya’daki gibi çok uluslu bir devlet haline getirme politikasına da destek vermeyip taraftarlarını boş oy kullanmaya davet etti. Tam anlamıyla oportünist bir politika yürüttü.

Conaie içinde de çatlamalar oldu. Federasyon içindeki başka bir lider yerli halkları Arauz’a destek vermeye çağırdı. Ama sandıktan %16.33 boş oy çıktı.  Yerli halklar her ne kadar parçalanmış görünse bile yine de haklarını savunan Arauz’dan yana pek oy kullanmamış görünüyorlar.  Boş oyları ile Lasso’ya hizmet etmişler.

Sonuçta son seçimlerde Ekvador, Latin Amerika ilerici güçlerinin beklediği gibi kıtada yeniden başlaması beklenen bir “pembe” dalganın parçası haline gelmedi.  Lasso’nun izleyeceği neoliberal politikaların ülkeyi halklar açısından daha fazla yoksulluğa götüreceği kesindir. Ülke, Lenin’in onu getirdiği IMF kıskacında borçlar batağındaki durumundan Lasso politikaları ile çıkamayacaktır. Halkların yoksullaşması ve acıları artacaktır. Bu da gelecek günlerde yeni karışıklıklara, yeni baskılara ve huzursuzluklara yol açacak gibi gözükmektedir.

Sonuç

Latin Amerika’nın Lula ve Dilma döneminde “pembe” dalgaya girdiği değerlendirmesi yapılmıştı. Sonra bu dalga çoğu düzmece neoliberal yolsuzluk saldırıları sonucunda yenilgiye uğratıldı. Geçtiğimiz yıl ise Arjantin ve Meksika’da neoliberal çizgi dışında başkanlar seçildi. Arkasından Bolivya’da sağ darbe yenildi. Şili ve Peru’da gericiliğe karşı halk ayaklanmaları başladı ve şimdi onlar da seçim arifesindeler. Kolombiya’da yerel seçimlerde sol güçlerin bazı kazanımları yaşandı. Venezuela’da  ABD destekli Gauido darbesi başarı kazanamıyor. Nikaragua ve Haiti’de ilerici hamleler oldu. Şimdi de Şili, Peru, Brezilya’da yeni seçimler yapılacak. Şili’de Pinocet anayasası halkın da katılımı ile yeniden yazılacak.  Bütün bu ortamda kıtanın yeni bir ilerici dalgaya doğru evrilmekte olduğu yorumları yapılıyor. Ekvador seçimleri bu anlamda çok önemliydi ve ne yazık ki beklentiler gerçekleşmedi. Ama yukarıda da değindiğimiz gibi bu şimdilik böyle görünüyor.   Ekvador belki bu seçimlerle geri bir adım attı ama gelecek günlerde iki adım ileri atmasını beklemek, dileyelim boş bir iyimserlik olmasın.