2021 yılında Latin Amerika’da Modern Kölelik: Pandemi ateşe benzin döküyor

Bu tür modern kölelik durumuna dünyanın tüm bölgelerinde rastlanıyor. Bununla birlikte, GSI ve ILO’nun verilerine göre genel olarak her bin kişiden Afrika’da 7,6’sı  Asya ve Pasifik’te 6,1’i, Avrupa ve Orta Asya’da 3,9’u ve son olarak Arap ülkelerinde 3,3’ü ve Amerika’da 1,9’u modern kölelik kurbanıdır. Ancak ILO bu rakamlara ihtiyatla yaklaşılması gerektiği konusunda uyarıyor, çünkü Arap Ülkeleri ve Amerika gibi bölgelerde veri bulabilmek çok zormuş.

(Çeviren Notu: Bu yazı10 Aralık İnsan Hakları Günü nedeniyle Nodal.am sitesinde yanınlanan İspanyolca yazının İngilizce çevirisinden dilimize alınmıştır)

Esclavitud moderna en la América Latina de 2021: la pandemia echa leña al fuego – Por Rosa Muñoz Lima – NODAL

Dünyada her bin kişiden 5’i modern kölelik kurbanıdır. Ve bu kurbanların 4’te 1’i 18 yaştan küçüktür. Latin Amerika ve Karayipler’deki duruma bakalım.

Geçen Ekim ayında Brezilya makamları, Rio Grande do Sul’daki gizli bir sigara fabrikasında kölelik koşullarında çalışmaya zorlanan 16 Paraguaylıyı serbest bıraktı. Yaklaşık bir yıl önce, Kasım 2020’de yine Brezilya’da yetkililer, bir üniversite profesörünün evinden 8 ila 46 yaşları arasında 38 yıl boyunca kölelik koşullarında çalışmış Afro-Brezilyalı bir kadın olan Madalena Gordiano’yu kurtardı.

Aynı yılın Eylül ayında, 600’ün üstünde Küba sağlık uzmanı, hükümetlerinin onları yurtdışında işe yollayacağı”kölelik koşullarını” kınadı. BM ve bu çalışma koşulları İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün (HRW) raporlarıyla desteklendi.

Şubat 2019’da Ekvador Soruşturma Bürosu , Japonlara ait Furukawa Plantaciones CA şirketinde 450’den fazla Afro-Ekvadorlu işçinin on yıllardır çalıştırıldığı “ciddi bir modern kölelik vakası” ortaya çıkardı. Bu Nisan ayında, bir anayasa yargıcı bir şirketi 100’den fazla eski çalışana tazminat ödemeye ve devleti de onları korumadığı için halktan özür dilemeye mahkûm etti. Başsavcılık Ekim ayında, şirketin iki eski, üç yöneticisi hakkında suç duyurusunda bulundu.

Dünya genelinde 40 milyondan fazla insan

2015 yılında tüm BM üye devletleri Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinin bir parçası olarak, 2030 yılına kadar “zorla çalıştırmanın ortadan kaldırılması, köleliğin ve insan ticaretinin çağdaş biçimlerine son verilmesi” ve 2025 yılına kadar “çocuk işçiliğinin her biçimine son verilmesi” ni kabul ettiler. Latin Amerika da bunun bir parçasıdır.

Dünya Çalışma Örgütü (ILO) ile işbirliği içinde, Minderoo Vakfı’nın Walk Free girişimi tarafından 2018’de yayınlanan en son Küresel Kölelik Endeksi’ne (GSI) göre, dünya çapında 40 milyondan fazla insan hala modern köleliğin kurbanı olduğuna göre bu hedeflere ulaşmak oldukça zor görünüyor.

Modern kölelik terimi, bir kişinin -tehdit, şiddet, zorlama, gücün kötüye kullanılması veya aldatma yoluyla- vücudunu kontrol etme, iş koşullarını seçme veya reddetme veya çalışmayı bırakma özgürlüğünden mahrum bırakıldığı durumları içerir.

En çok etkilenenler kadınlar ve kız çocukları

Rakam, zorla evlendirilen 15 milyondan fazla insanı ve zorla çalıştırılan yaklaşık 25 milyon insanı içeriyor. 16 milyonu özel sektörde (ev işleri, inşaat ve tarım) zorla çalıştırma sömürüsünün kurbanıdır. Toplamın yüzde 16’sı, yani 4 milyonun biraz üzerinde kurban da devlet yetkilileri tarafından zorla çalıştırılma mağdurudur. Ve yaklaşık 5 milyon da, zorla cinsel yollarla sömürülüyor.

Ayrıca, zorla çalıştırma mağdurlarının yüzde 71’ini temsil eden kadınlar ve kız çocukları bu beladan orantısız bir şekilde etkileniyor. %99’u ticari seks endüstrisinde kurbandır. Aynı zamanda, dünya çapında 150 milyondan fazla çocuk, neredeyse her on çocuktan biri, çocuk işçi olarak çalıştırılıyor.

Küresel İnsan Hakları Savunma Örgütü’nün (GHRD) Latin Amerika’daki insan ticaretiyle ilgili en son incelemesine göre, erkekler genel olarak yer altı atölyelerde, sokak satıcılığında, fabrikalarda ve tarımda ve kadınlar ise ev hizmeti ve seks endüstrilerinde zorla çalıştırılmak için kaçırılıyorlar. Öte yandan çocuklar ise seks ticareti, dilencilik, madenler, fabrikalar, tarımda işçi olarak çalıştırılmak ya da genç yaşta evlendirilmek, evlat edinmek vs. gibi amaçlarla kaçırılıyorlar.

GHRD incelemesi bu mağdurların aşırı yoksulluk koşullarında hayatta kalma mücadelesi veren, savunmasız, marjinalleştirilmiş ve genelikle ırksallaştırılmış nüfuslara ait olmalarının ortak özellikleri olduğunun altını çiziyor. Bekar anneler ve çocuklar en öne çıkanlar arasında. Hepsi, düşük vasıflı iş fırsatları kolluyorlar.

Amerika’da küçük bir sorun mu var?

Bu tür modern kölelik durumuna dünyanın tüm bölgelerinde rastlanıyor. Bununla birlikte, GSI ve ILO’nun verilerine göre genel olarak her bin kişiden Afrika’da 7,6’sı  Asya ve Pasifik’te 6,1’i, Avrupa ve Orta Asya’da 3,9’u ve son olarak Arap ülkelerinde 3,3’ü ve Amerika’da 1,9’u modern kölelik kurbanıdır. Ancak ILO bu rakamlara ihtiyatla yaklaşılması gerektiği konusunda uyarıyor, çünkü Arap Ülkeleri ve Amerika gibi bölgelerde veri bulabilmek çok zormuş.

Sonuçta Amerika kıtasında en az 1,9 milyon modern kölelik kurbanı var ve bunların yaklaşık 417.000’i 18 yaşın altında. Endekse göre, Venezuela’da bin kişide 5,6 olarak 174.000 kurban, Haiti de aynı oranla 59.000 kurban ve Dominik Cumhuriyeti’ndeki binde 4 kişi olarak 42.000 kurban olması aslında kıtada daha büyük bir oran olduğunu gösteriyor. Ama yine de somut vaka olarak modern köleliğin en yüksek olduğu ülkeler 403,000 ile ABD, 369,000 ile Brezilya ve 341.000 kişi ile Meksikadır.

 Ayrıca GHRD Kolombiya’yı “Latin Amerika’da insan kaçakçılığı açısından bir transit ülke olarak tanımlıyor çocuk, erkek ve özellikle kadın ticareti, cinsel sömürüsü, insan hakları ihlali ve zorla çalıştırma açısından baş ülke olarak görüyor. “

Bu yetmezmiş gibi bir de pandemi

Bu iyimser değerlendirmeye karşın, tüm bunların mevcut küresel koronavirüs pandemisinden önceki veriler olduğunu vurgulamak gerekiyor. BM Çağdaş Sömürü Biçimleri Özel Raportörü Tomoya Obokata dünyamızın iki yıldır içine girdiği “COVID-19 pandemisinin ciddi sosyo-ekonomik sonuçları” olduğuna işaret ederek, bir yıldan fazla bir süredir kölelik durumunda kayda değer bir artış olduğunu belirtiyor.

Elde edilebilen tahminler, Walk Free ile ortak çalışan ve Gallup anketörünün kıdemli danışmanı DW Pablo Diego-Rosell’in kısa süre içinde yüz yüze telefon görüşmeleri ile tutmayı başardığı röportaj verilerinden. Tam sayısal veriler hala olmamasına rağmen pandeminin bölgedeki modern kölelik üzerinde “karmaşık” ancak “açıkça olumsuz” etkileri olduğu söylenebilir. Diego-Rosell “Bazı sektörlerdeki işgücü sıkıntısı nedeniyle bazı mağdurlar, daha fazla pazarlık edebilme olanağına sahip oldular. Ekonominin birçok sektörünün kapatılması nedeniyle birçok insan işsiz kaldı ve istihdam seçenekleri olmadığından bu insanların durumlarının daha da umutsuz hale gelmiş olması büyük bir olasılıktır” diyor. Genel olarak, “daha çok izolasyon, hastalıkla karşı karşıya kalmak veya işgücü açığını doldurmak için daha fazla sömürü” bu insanların daha fazla sömürülmesine yol açmıştır.

Latin Amerika ve Karayipler Ekonomik Komisyonu (ECLAC) ve ILO’nun projeksiyonları, bölgedeki pandemi nedeniyle yoksulluğun, kayıt dışı istihdam, eşitsizlik ve sosyal kırılganlığın %7 arttığını defalarca vurguladı. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’ne (FAO) göre, 2020’de Latin Amerika ve Karayipler’de yaklaşık 60 milyon insan açlık çekti. Bu rakam 2019’dan % 30 daha fazla ve 20 yılın en yüksek seviyesidir. Nikaragua’ya ek olarak Haiti ve Venezuela gibi ülkeler, bölgede açlığın en yaygın olduğu ülkelerdir.

Bu değerlendirme ve rakamların hiçbiri Latin Amerika’nın Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerindeki kölelik karşıtı hedeflerine kısa bir sürede yaklaşabileceğini göstermiyor. Çünkü ILO’nun vurguladığı gibi, ekonomik kırılganlık modern köleliğin ana nedenidir. Belki de bu nedenle BM Özel Raportörü’nün çağdaş kölelik biçimlerine ilişkin son raporu göç, COVID-19 ve modern kölelik arasındaki bağlantılara ayrılmıştır.

ILO, desteklenmesi ve teşvik edilmesi gereken çabalara bir örnek olarak, Brezilya’nın geçmişte uyguladığı “zorla çalıştırmaya karşı geniş strateji” sini vurgulamıştır. Brezilyalı yetkililerinin geçen Ocak ayında ortaya koyduğu verilere göre, 2020 yılında koronavirüs pandemi ortalarında, modern kölelik koşullarında çalışmayla mücadele operasyonlarında 942 kişi kurtarıldı. Ama daha çok şey yapılmalı. Bu nedenle BM Özel Raportörü, bölge devletlerinden ve dünyadan, sömürü koşullarda çalışmaya en çok maruz kalanları tespit etmelerini ve yardım politikaları yoluyla koruma yollarını iyileştirmelerini talep etmekte ısrar ediyor: “Bu konuda önlemler alınmazsa, çok daha fazla insanın şimdi ve uzun vadede köleliğe mahkûm edilme riski vardır.”

* Gazeteci ve Editör Rosa Munoz Sosyal Ağlar ve Sanal Topluluklar Editörü ve Yöneticisidir. Şu anda DW Español Online’da çalışmaktadır.