“Halklar ve tarih adaleti yerine getirir”

 

“Başka bir örgütlülük, birliktelik biçimi kurmalıyız . Öyle koşullar oluşturmalıyız ki mahallelerde güçlenmeli ve sermayenin şiddetine karşı gelmeli, kaynaklarımızı, hayatlarımızı her gün yok etmelerine karşı savaşmalıyız. Otonom halk projeleri ile ancak Honduras’ın yeniden kuruluşunun temeli örülebilir. “

28 Kasım Pazar günü yapılan seçimler sonrasında kıta bir ilerici lider daha kazandı. Honduras’ta Xiomara Castro, başkan seçildi. 200 yıllık ülke tarihinde bu kadar yüksek oy ile seçilmiş bir başkan yok. Bu anlamda tarihi bir rekor kırdı. Xiomara Castro bir kadın, hem de sıkı bir feminist. Küba’lı Castro’muzun adına yaraşır bir zafer de diyebiliriz çünkü Xiomara Castro, aşağıda anlatacağımız gibi, sol cepheden, demokratik sosyalizmi savunuyor.

Yazımızın başlığını Arjantin devlet başkan yardımcısı Cristina Kirchner’in Xiomara’nin seçilmesi sonrasında yaptığı değerlendirmeden aldık. Aslında tam çevirisi “er geç halklar ya da tarih adaleti sağlar.” diyor ama biz öyle biraz kısalttık. Kirschner Honduras geçmişine bakarak adalet yerini buldu diyor. O zaman Honduras’ın yakın geçmişine biraz bakarak Xiomara’nın zaferinin büyüklüğünü anlamaya çalışalım.

 Kısa Politik Geçmiş

Honduras kurulalı beri hep iki parti, Ulusal Parti ve Liberal Parti varmış ve bir biri, bir diğeri iktidar olmuşlar. İlginç olanı 200 yıldır partiler hep toprak ağası aileler tarafından yönetilmişler. 2006 Ocak ayında da Liberal Parti başkanı, yine toprak ağası olan Manuel Zelaya, şimdiki Xiomara’nın kocası, sol güçlerin desteğini almadan başa geçer. Halk sefalet, açlık, yokluk içindedir. Vicdanlı olsa gerek Zelaya halkın yoksulluğunu düzeltmekister ve sol politikalara dönüş yapar. Hugo Chaves ve Daniel Ortega ile bağlantılar kurar.Ülkesinde halktan yana birçok politik kararlar alır. Üç yıl sonra 2009 yılında bir gece yarısı ordu güçleri tarafından sarayı kuşatılır ve pijamaları ile apar topar ilk önce ülkedeki ABD askeri üssüne, oradan da askeri bir uçakla komşu ülke Kosta Rica’ya götürülür.

Böylece Latin Amerika’da Lawfair denilen, “yasaya uygun” olarak çevrilebilecek darbe dönemleri başlar. Ordu darbe yapar ama parlamentoyu feshedip iktidara oturmaz. Meclisin etrafını kuşatarak bekler. Kongre başkanı başkanlığı üstlenir ve arkasından seçimler yapılır. Bu kez National Parti’den aday Porfirio Lobo Sosa seçilir. Zelaya iki yıl sonra ülkesine döner ve Özgürlük ve Yeniden Kuruluş (Libre) partisini kurar, karısı Xiomara Castro parti başkanı seçilir. İlk kez ülkede üçüncü bir parti kurulmuş olur. 2013 seçimlerine katılırlar ama seçimi Liberal Partiden şimdiki başkan Orlando Hernandez kazanır. Anayasa da ikinci kez başkan olunmasını yasaklamasına rağmen 2017 seçimlerine de adaylığını koyar, seçimlere hile karışır ve yine seçilir. Geçtiğimiz Pazar günü yapılan seçimlere de Zelaya partisi iki ufak parti ile Ulusal Direniş Cephesi oluşturarak katıldı ve başkan olan karısı Xiomara Castro kazandı. Sonuçta 2009 yılından beri var olan adaletsiz durum sona ermiş, halk öfkesi adaleti yerine getirmiş oldu.

12 yıl darbe iktidarı sürecinde Honduras hiçbir yasası doğru dürüst işlemeyen, uyuşturucu mafyalarının kol gezdiği, yolsuzluklara batmış, hiç kimsenin can güvenliğinin olmadığı bir narko ülke, bir diktatörlük olur. Kıtanın ikinci yoksul ülkesidir. Ulusal üniversitenin araştırmalarına göre ülke nüfusunun %73’ü yoksulluk sınırının altında, %52’si aşırı yoksul, %7’si güvencesiz ekonomide çalışır ve ülkeden göç eden nüfus çok artmıştır. (1) Yani 10 milyon insanın 7 milyonu neredeyse yoksuldur. İş alanı yoktur. İnsanlar iş bulmak için yalnız 2018 yılında 12 tane kervan(göç katarı) ile ABD sınırına doğru göç ettiler. Genellikle erkekler göç ettiğinden şimdi ülkede kadınlar çoğunlukta. Dışarıdan yollanan paralar ile yaşamaya çalışıyorlar.

İşte bu ortamda seçimleri kazanan Xiomara Castro da bir toprak ağası kızıdır ve kuzeni Manuel Zelaya ile 16 yaşında evlenirler. 5 çocukları olur. Xiomara üniversite de iş yönetimi okur. Kocası başkan iken pek öyle ortalıklarda gözükmez. Geri planda durur. Kocasına darbe yapılınca o da öldürülme korkusu ile ABD konsolosluğuna sığınır. Sonra darbeye karşı halklar sokaklara çıkınca o da sokaklardadır. Bir yılı aşkın süre halklar ile birlikte sokaklarda darbe iktidarına karşı dövüşür. Adaylığının bu sokak gösteri ve protestolarında başladığı söylenir. Bu protestolarda halkın sevgisini kazanır.

Parti programında sosyalist demokrasi kurma sözü verdiği için gericiliğin hedefi olur. Komünist damgası ile saldırılır. Feminist olarak kürtajı savunduğu için de dincilerin öfkesini üstüne çeker. Ülkeyi baştan aşağıya değiştirecek daha doğru deyimiyle neoliberal, uyuşturucu mafya ve çeteleriyle dolu bir ülkeden yepyeni bir ülke yaratacaktır. Başka bir deyişle kocası Manuel Zelaya’nın 2009 yılında darbe ile alınmasına neden olan tüm programları o hayata geçirme sözü verir. Darbenin intikamı alınacaktır.

 Xiomara Parti Programı

“Xiomara programını sunarken ana eksenin ‘toplumun ve devletin yüce hedefinin insan olduğu’ demokratik sosyalist bir devlet kurmak olduğunu garanti etti.” (2)Bu doğrultuda en başta yapacağı şeylerden biri National Parti’nin çıkardığı yolsuzluk yasalarını iptal etmek olacaktır. Bu yasalar Gizlilikler Yasası, Telefon Dinleme Yasası, Kamu ve Özel Sektör İşbirliği Yasası. Adları üstünde çok garip yasalar değil mi? Bazı şeyleri gizleme, telefonların gizli gizli dinlenmesi, Kamu sektörlerinin özel sektöre peşkeş çekilmesi bu yasalarla suç olmaktan çıkarılmıştır. Minareyi çalanlar kılıflarını hazırlamıştır. Dışarıdan yatırım çekme amacı ile ekonomik alanlar yaratmışlardı. Burada ulusal yasalar işlemez, üstünde devlet kontrolü olmayan otonom alanlardır. Sivil örgütlerin “devlet içinde devlet” dedikleri bu ekonomik alanlar para aklama, vergi kaçırma gibi çeşitli yolsuzlukların yapılabileceği yerler olarak yaratılmıştı. 12 yıllık iktidar bu yasalarla tüm suçlarını saklama becerisini göstermiştir. Xiomara bu yasaları mutlaka kaldırma sözü verir.

Bu yolsuzlukların yol açtığı zararları gidermek için de özelleştirilmiş eski kamu şirketlerini, örneğin Ulusal Elektrik Şirketi, Ulusal Otonom Su ve Kanalizasyon Şirketi, Ulusal Telekomünikasyon Şirketlerini tekrar millileştirecektir. Ayrıca havaalanları, limanlar ve otoyollardan ücret alınmasını kaldırıp bedava yapacaktır. Elektrik fiyatları ucuzlatılacak, en yoksullara bedava olacaktır. Çünkü halk o kadar yoksuldur ki çoğu elektrik ve su paralarını bile ödeyemez ve şirketler bunun üstünden büyük karlar devşirirler. Yakıttan alınan katma değer vergilerini kaldıracak ve Honduras’ı Orta Amerika’nın yakıt fiyatı en ucuz ülkesi yapacaktır. Bazı enerji kontratlarını da iptal edecektir.

Honduras iç ve dış borç batağında bir ülkedir. Borç ve harcamalar ülke vergilerinin %350’si seviyesindedir. Gelirlerin %150’si borçlara ve kamu harcamalarına gider. O nedenle borçların yeniden yapılandırılması şarttır. Daha iktidar olmadan IMF ile görüşmelere başlanmıştır. Borçların ödenmesinin ön koşulu gelirleri arttırmak ve yolsuzlukları ortaya çıkarmaktır. Onun için ulusal ekonominin üstündeki sömürü mekanizmaları da kaldırılacaktır. 16 milyar doların üstündeki iç ve dış devlet borçları yeniden denetlenecektir. Bu borçların hangisi gerçek devlet borcudur, hangisi yolsuzluk musluklarıdır ortaya çıkarılacaktır. Devlet güvencesi verilmiş anlaşmaları yeniden gözden geçirip ekonomiye zararlı olanlar iptal edilecektir. Yani yandaşlara kazanç aktaran bu anlaşmalar son bulacaktır. Bazı tekellerin çalışmalarına son verilecektir.

Vergi konusunda da denetlemeler yapılacak, büyük şirketlerden alınan vergiler arttırılacak ve iyi denetlenecektir. Ama Honduras halkından, hatta yoksul olan üretken ve ticari sektörden tek kuruş vergi alınmayacaktır. Dahası yoksul aileleri için evrensel gelir yasası geçirilecektir. Son 12 yıldır Ulusal Tarım Kalkındırma Bankası soyulup iflas ettirilmiştir. Bu banka tekrar canlandırılacak ve yoksul köylülere tarımı geliştirmeleri için yardım verilmeye başlanacaktır. Ayrıca çiftçilere, köylülere destek amaçlı olarak yiyecek güvenlik programı yaratılacak, bu kesimin aç kalmasının önüne geçilecektir.

Asgari ücret arttırılacak ve çalışma koşulları yeniden düzenlenecektir. Çocuklara ve gençlere eğitim bursları verilecek ve yoksulların okul ücretleri ödenecektir. Bedava öğle yemeği verilecektir. Eğitimin ücretsiz olabilmesi için Temel Eğitim Yasası iptal edilecektir. Ülke çalışanlarının %70’i güvencesiz işçidir. Onların da Sosyal Güvenlik Yasası içine alınması için yasa yeniden düzenlenecektir.

Xiomara Castro’nun feminist olduğunu yazmıştık. Kadınları koruyucu bir dizi önlem alınacaktır. Xiomara feminist ve kadın örgütlenmeleri ile yaptığı toplantı sonrasında iktidara geldiğinde kadınlara dönük politik ajandasını belirleyen 7 maddelik bir taahhüt imzaladı.

“kadına yönelik şiddetle mücadele, cinsel ve yeniden üretim sağlığı, kadınların politikaya katılımı, yoksulluğun feministleştirilmesine karşı durmak, yerli halklar ve Garifuna hakları, seküler ve seksist olmayan kapsamlı bir eğitim, kurumların ve bütçenin cins perspektifi ile güçlendirilmesi.”(3) Aşırı tutucu ve Katolik olan ülkede kürtaj serbest değildir. Tecavüz, annenin hayatı riski ya da fetüsteki bozukluk gibi 3 durumda kürtaj yasalaşacaktır. Patriarkal yapıyla ve kadına dönük şiddetle mücadele edilmesi, kadın ölümlerinin önüne geçilmesi için büyük önlemler alınmasının yanında kadın evlerinin açılmasından, kotalara, özel maddi yardımlara kadar pek çok konuda kadınlar koruma altına alınacaktır.

İnsan hakları ve can güvenliği Xiomara’nın temel konusudur. Şiddet bu ülkenin en önemli sorunudur. Onu üreten sorunlarla mücadele edilecektir. Gelir dağılımındaki bozukluk, işsizlik, açlık insanları çeteleşmeye, uyuşturucu ticaretine itmektedir ve narkotik bir ülke durumuna sokmuştur. Bunlarla mücadele edilecektir. Ne zamandır işlerliği kalmayan yasalar tekrar işler hale getirilecektir.

Doğal kaynakların korunması konusunda ise ırmakların olduğu alanlarda maden aramaya izin kesinlikle verilmeyecektir. Verilmiş olanlar iptal edilecektir. Honduras zengin su kaynaklarına sahiptir ama halkın içecek suyu yoktur. Evlerin çoğunda elektrik olmadığı gibi çeşmelerinden de su akmaz, çünkü su kaynakları satılmıştır. Ülkede tekrar ormanların yetiştirilmesi planı yapılacaktır. Hidroelektrik santralları ile elektrik üretimi arttırılacaktır.

Elbette, tüm Honduraslıların aşılanması hızlandırılacak, halk sağlığı devlet garantisi altına alınacaktır.

 ABD ile İlişkiler

Son olarak dış politika ile ilgili çok tartışılan bir konuya değinilmelidir. ABD kendi uydusu olan Latin Amerika gerici iktidarlarının Çin ile ekonomik siyasi ilişkide olmalarını istemez ve engeller. İlerici olan bölge ülkeleri ise Çin ile ilişkilerden büyük kazançlar elde etmektedirler. Hatta ABD uydusu olan Bolsonaro bile Çin ile tüm ilişkilerini kesmeme doğrultusunda direniyor. Çin orada bir takım yatırımlar ve alt yapı projeleri gerçekleştirir. Ayrıca bölge ülkelerinden çok miktarda ithalat yapar. Honduras’ta şimdi Xiomara, Çin ile ilişkilerin kurulup geliştirileceği sözünü verdi. En başta da Tayvan’ın tanınmasından vazgeçilecektir. Tayvan’ı dünyada tanıyan 15 ülkeden biridir. Bu durumda ABD ile ilişkiler ne olacaktır sorusu akla gelebilir.

Biden, Honduras seçimlerine büyük ilgi gösterdi ve hatta seçimlerin yolsuzluk yapılmadan, şeffaf yapılmasını gözlemesi için seçim süresince devlet bakanı Antony Blinken’i ülkeye yolladı. Seçim sürecinde Xiomara’nın tüm sol laflarına, muhalefetin ona “komünist” damgası vurmasına rağmen ona karşı cephe alınmadı. Seçildikten sonrada Biden Xiomara ile çalışmak istediklerini dile getirdi. Çizdiği politik hattı ile Venezuela, Küba, Bolivya doğrultusunda bir politika izleyeceği belli olan Xiomara ile neden iyi ilişkilere devam edilecektir? Yorumculara göre Biden’ın amacı ideolojik değil çıkar ve olası fırsatlardır.

ABD en başta oradaki askeri üslerinden olmak istemiyor. Orta Amerika ülkeleri El Salvador, Nikaragua, Guatemala ile zaten ilişkiler kötüdür ve şimdi bir de Honduras kaybedilmemelidir. Yoksa ABD bölgede tüm etkisini kaybedecektir. Ekonomik olarak da Honduras ihracatının %95’i ABD ile yapılır. Şirketler bu ihracattan büyük karlar devşirirler. Ayrıca birçok borç verilmiştir. Tüm bunları tehlikeye atmak istemeyeceklerdir. İkinci olarak, Orta Amerika’dan sınırlarına dayanan göçmenler sorunu sayılabilir. Göçün temel nedenlerinden biri yolsuzluklar, çürümüşlük olduğuna göre ve Xiomara bununla mücadele edeceğinden onunla bağları koparmak istemiyor olabilirler. Ayrıca Biden Orta Amerika’dan göçü durduracak bir takım politik ekonomik anlaşmalar imzalamak istiyor. En azından Honduras ile bağlantıyı koparmak işine gelmiyor olabilir. Bu nedenle Xiomara’nın sol çizgisine rağmen onunla bir şekilde ilişkileri sürdürmek Biden’in ülkesi açısından neredeyse bir zorunluluktur. Eğer tabi bunların arkasında Honduras için başka bir “iyi niyet”, planı yoksa.

 Zorlu Süreç

Şimdi akla şu soru gelebilir: Bu kadar yoksulluk, yolsuzluk, çeteleşme ve çürümenin olduğu, insanın beş kuruşluk değerinin kalmadığı, kim vurduya gitmenin çok kolay olduğu, adaletin olmadığı böyle bir ülkede bu reformlar, bu yasalar nasıl hayata geçirilecektir? Devletin tepeden kokuşmuşluğuna bir iki örnek yazalım: 2009-2013 yılları arasında devlet başkanı olan Porfirio Lobo Sosa’nın oğlu Fabio Lobo ABD’de 24 yıl hapis cezası ile içerdedir. Şimdiki başkan Orlando Hernandez’in kardeşi Tony Hernandez ABD’ye kokain sokmaktan yakalanıp uyuşturucu ticaretinden orada ömür boyu hapse çaptırıldı. Öyle de kendinden emin ki kokain kutularının üstüne bile isminin baş harfleri TH bastırtmış. Başkan Hernandez’in de uyuşturucu ile bağlantısı olduğu, seçimlerde bu narko çetelerden paralar aldığı ve örgütlü suç işlediğine dair New York mahkemelerinde suç delilleri var. Ama şimdi devlet başkanı olarak koruma altında ama 27 Ocakta görevi devredince koruması kalmıyor. ABD onu da isteyebilir. Şimdiki seçimlerde ikinci gelen Nasry Asfura 2020 yılında kamu malını zimmetine geçirmekle suçlandı. Pandora Belgelerinde adı geçiyor. Üçüncü gelen Liberal Parti başkan adayı Yani Rosenthal seçimlerden bir ay önceye kadar ABD’de para aklamaktan tutuklu idi. Böylesine yolsuzluğun en tepelere çöreklendiği bir ülkede bir sistem temizliğine girmek pek kolay bir iş olmasa gerektir. Her an bir kazaya kurban gidilebilir.

O nedenle Xiomara seçimleri kazandığı belli olur olmaz yolsuzlukla mücadele edebilmek için BM’e başvurarak Honduras’ta suçların cezasız kalmasına karşı uluslararası bir komisyon kurulmasını talep etti. Bu değişim sürecinde gelişmeleri izleyecek gözlemciler talep etti. Tabii bunun da ne kadar yararlı olacağı tartışılabilir.

Seçimlerin düzgün yapıldığı, herhangi bir hilenin olmadığı doğrultusunda açıklamalar var. Ancak elbette bazı yerlerden itirazlar geliyor. Bu başkanlık değil meclis seçimleri ile ilgili. Xiomara ve ittifak kurduğu iki küçük parti mecliste tam çoğunluğu almış değiller. Kesin sonuçlar ay sonunda yayınlanacak ama yarı yarıya gibi görünüyor. Sağ güçler en azından ellerinde Ulusal Meclisi tutmak için bir çok yerde itirazlar yapıyorlar. Sonuçta belki bazı yerlerde itirazları kabul edilip meclisteki durumlarını güçlendirebilirler. Bu durumda kendilerini zor duruma sokacak bazı yasaların geçirilmesini engelleyebilirler. Her şeyin bu gibi ülkelerde para ile satın alınabildiğini de işe eklersek Xiomara’nın istediği her yasayı geçirmede zorlanacağına kesin gözle bakılabilir.

Xiomara başkan olabilir ama ekonomik, politik, askeri güç platformları hep ona karşı mücadele edecekler. Aynı Peru’da yaşandığı gibi iktidar olup ülkeyi yönetmesini çeşitli şekillerde engelleyebilirler. En azından yavaşlatırlar. Zaman kazanırlar. Halkın sabrını taşırabilirler. Seçimi kazanmak bir şey, iktidar olmak başka bir şeydir. Feminist kadınlar tüm ulusal kurumların bu kadar yolsuzluğa batmış, çürümüş olduğu bir yerde halktan yana, adaletten yana kararlar alınabilmesinin doğum yapmak gibi bir şey olduğunu söylüyorlar.

En önemli şey halkın örgütlenmesidir. Halkların bu süreçte arkaya alınmasıdır. Xiomara elbette zorluğun ve tehlikenin farkında ve o nedenle de mahallelerde herkesin iktidar sürecine katılmasını istemektedir. Ülkenin halk iradesi ile yönetilmesi doğrultusunda önlemler almaktadır. En büyük destekçisi de kadınlardır. Feminist kadınlar halkı örgütlenmeye çağırıyorlar.

“Başka bir örgütlülük, birliktelik biçimi kurmalıyız . Öyle koşullar oluşturmalıyız ki mahallelerde güçlenmeli ve sermayenin şiddetine karşı gelmeli, kaynaklarımızı, hayatlarımızı her gün yok etmelerine karşı savaşmalıyız. Otonom halk projeleri ile ancak Hondurasın yeniden kuruluşunun temeli örülebilir.

…..

“Artık 2017 de Xiomara Castro’nun seçimleri kaybettiği, zamandan farklı bir durum olduğu söyleniyor. O zaman halklar korkuyordu. İktidarın şiddetinden korkuyordu. Şimdi halklar korkmuyor. Korku taraf değiştirdi şimdi iktidar korkuyor.”(4) Bütün kadın liderler bu türden açıklamalar yapıyorlar. Gerçekten liderleri Xiomara’nın arkasında durmaya ant içmiş gibi açıklamalar yapıyorlar. İşin zorluğunun farkında, bilinçli bir karşı duruş kararlılığı gösteriyorlar. Belki Ulusal Meclis’te çoğunluğu sağlayamayacaklar ama yerel seçim alanlarının 18’inden 17 tanesini almış gibi gözüküyorlar. Yani yerelde güçlüler. Kadınlar da bunun öncüsüdür.

 Son Olarak

Parlamento tarafından görevden alınan sol görüşlü Paraguay eski başkanı Fernando Lugo Honduras’ta Xiomara’nın zaferini şöyle yorumluyor: “ Latin Amerika’da ilericiliğin umut dolu bir geleceği karşısında sağ kanat köşeye sıkıştırılmıştır.” “Andres Lopez Obrador ( Meksika ilerici devlet başkanı ) kazanınca biz Paraguay’da kutladık. Aynı şekilde Alberto Fernandez’i de (Arjantin ilerici başkanı). Gelecekte Lula’nın zaferini de kutlayacağız ve Şili ve Kolombiya’da da aynı şey olacak. Peru’da Pedro Castillo’nun zaferi Lima Grubunun ani ölümü oldu. Ben artık sağ kanatın köşeye sıkıştığına inanıyorum ve eğer faşistler bunun yol açacağı değişikliklerle birlikte tepeden inmezler ise bölgede ilericiliğin umut veren bir geleceği olacağına inanıyorum.”(5)

Bizde aynı görüşü taşımaktayız. Honduras gibi dibine kadar çürümüş bir ülkeyi yasalarından, kurumlarına, ekonomisinden, sosyal yapısına kadar sağlıklı, temiz, gerçekten demokratik bir zemine oturtmak çok ama çok zor, karmaşık bir iş olacaktır. Dileriz halklar dedikleri gibi artık korku duvarını aşmış olsunlar. Bu karşılarındaki gücün can havli ile elindeki tüm politik, askeri, ekonomik gücü ne kadar acımasız kullanabileceğini bilerek gerçekten korku duvarını aşmış olsunlar. Zaten Honduras halkının başka kaybedecek bir şeyi yok gibi görünüyor. Ondan olsa gerek Xiomara’nın “21.yy Sosyalizmine” yakın bir “Halk İktidarı” girişimine oy verdiler. Yoksa halkların çoğu henüz geleceğini sosyalizmde görmüyor. Evet, gerektiğinde, Arjantin yerel seçimlerinde görüldüğü gibi, arada bir adım geri atılabilir, ama bu sonra iki adım ileri atma enerjisini içinde barındırıyor olabilir. Bu kadar açlık ve eziyet halklara elbette birşeyler öğretiyor. Er ya da geç “tarih ve halklar adaleti yerine getiriyor, getirecektir.”

Alıntılar

(1) ) https://www.nodal.am/2021/11/honduras-rodolfo-pastor-politologo-y-diplomatico-por-primera-vez-la-oposicion-ha-consolidado-una-alianza-con-capacidad-de-hacer-frente-a-la-dictadura-y-a-la-falta-de-condiciones-democrati/

(2) https://www.nodal.am/2021/11/quien-es-xiomara-castro-la-mujer-que-puede-terminar-con-el-primer-golpe-blando-de-america-latina/

(3) https://www.nodal.am/2021/12/puede-xiomara-castro-resolver-los-problemas-de-las-mujeres-hondurenas-por-vienna-herrera/

(4) https://www.pagina12.com.ar/386454-la-esperanza-feminista-tiene-nombre-xiomara-castro

(5) https://vaconfirma.com.ar/?articulos_seccion_963/id_14499/-and-quotla-derecha-est-acorralada-el-progresismo-tiene-un-futuro-prometedor-en-la-regin-and-quot