Yeni soğuk savaş ve Afganistan

ABD artık gerileyen bir güçtür ve emperyalizmin sırtında iki yüzyıllık sömürgeci yağma ve katliamların yükü vardır.

Yeni soğuk savaş konusu son günlerde istikrarlı bir şekilde öne çıkıyor. Trump’ın dağınık uygulamaları böyle bir düşünceye yol açmamıştı; fakat Biden’in daha planlı olduğu görülen hazırlık ve uygulamaları yeni bir soğuk savaşa doğru gidildiğine dair işaretleri çoğaltıyor.

Bu tartışmalarda Çin’in öne geçtiği bazı teknik gelişmeler özellikle konu ediliyor. Elbette en göze çarpanı Kuantum bilgisayarının yapımı yolunda Çin’in son adımlarıdır. Çin, Mayıs 2021’de en gelişkin Kuantum bilgisayarını yaptığını ilan etti. Benzer gelişmeler yapay zekâ konusunda da yaşandı; Wu Dao 2.0’ın en gelişmiş yapay zekâ sistemi olduğunu duyurdu. (Global Research, Karstren Riise, 15 Tem.)

Geçenlerde Çin’de saatte 600 kilometre hız yapabilen manyetik sistemle çalışan trenlerin son denemelerinin yapıldığını basında okuduk. Bu gidişe karşı Biden, 1.6 trilyonluk alt yapı harcaması planlayarak geride kaldığı koşuda öne geçmeye çalışıyor. Bu gelişmeleri Yanis Varoufakis, “kapitalizmin yeni bir mode; tekno-feodalizm”  tarafından alt edilmesi olarak yorumluyor. (Project-Syndicate, Y. Varoufakis, 28 Haz.) Bu tespit doğru olmasa da, teknik gelişmelerin belirleyiciliğinin çok öne çıkmasını vurgulaması açısından önemlidir.

ABD ve Çin arasındaki bu rekabet özellikle 2008 sonrası hızlanmış, yıllar geçtikçe Çin bazı önemli alanlarda öne geçmiştir. Ancak bu tek başına soğuk savaş anlamına gelmiyordu. Soğuk savaşın işaretleri Trump tarafından verilmiş, Biden ile bir stratejiye dönüşmüştür; ya da dönüşme yolundadır. Teknolojik rekabet soğuk savaşın sadece bir yönüdür. Dünya güç dengelerinde Çin’i kuşatma adımlarının artması ile birlikte soğuk savaş işaretleri yükselmiştir.

ABD, Batılı dostları ile birlikte Çin’i ve Rusya’yı kuşatma adımları atmaktadır. Karadeniz’de yapılan tatbikat, Washington’un Ukrayna ve Kırım üzerinden Rusya’nın sinir uçları ile oynaması, Güney Çin denizinde ortak hareket için Filipinlerle anlaşma yapması son atılan adımlardır.

Soğuk savaş yolunda atılan en önemli adım, 12 Martta Biden’in Japonya, Hindistan ve Avustralya ile buluşmasıdır. Bu buluşmada Çin’e karşı “Dörtlü askeri-stratejik ittifak” kurulmuştur. (The New Cold War on China, John Bellamy Foster, Mohntly Review, 22 Tem.) Hemen görülebileceği gibi bu ittifakta en önemli ülke Japonya değil, Hindistan’dır. ABD’nin Çin’e karşı oynayabileceği en önemli koz bu ülkedir. Yapılan toplantılara ve açıklamalara rağmen Hindistan’ın konumu henüz ABD açısından yeterince olgunlaşmamıştır. Ancak Biden yönetimi bu konuda adım atmakta ısrarcıdır.

ABD bu stratejinin inşasında “kurallara dayanan uluslararası düzen” kavramını yeni soğuk savaşın parolası haline getirmeye çalışıyor. Bundan kasıt Çin’in teknik geliştirmeden, siyasal konulara kadar pek çok alanda “kurallara uymadığı”dır. Bu konu Washington tarafından epey zamandır vurgulanıyor. Çin’e müdahalenin meşruiyetinin oluşturulması anlamına gelen bu kavramsal hazırlık bakalım arkasına ne kadar güç kazanacaktır.

“Bir küresel karşı devrimin örgütlenme aracı olarak kurallara dayanan düzen kavramı Birleşik Devletlerde partiler üstü güçlü bir destek buldu ve en anlamlısı da Pentagon’un desteğiydi.” (John Bellamy Foster, a.y.)

Yazar Çin’e 19. yüzyılın sonlarına doğru yapılan müdahalelerin de benzer gerekçelere dayandırıldığını hatırlatıyor. Bilindiği gibi bu yoldan Çin’i çökerten “afyon savaşları” başlatılmıştı.

Tarih bilinci olarak unutulmaması gereken bu gerçeklerin günümüze belli ölçüde ışık tuttuğu açıktır. Fakat aynı zamanda bir önemli fark da göze batırılmalıdır. ABD artık gerileyen bir güçtür ve emperyalizmin sırtında iki yüzyıllık sömürgeci yağma ve katliamların yükü vardır. Bu anlamda “yeni soğuk savaş” eskisinden çok farklı yollardan yürüyecektir ve elbette sonuçları da çok başka olacaktır.

Afganistan konusuna artık gelebiliriz. ABD Afganistan’da mutlak bir yenilgi aldığı için çekilmiyor. Yirmi yıllık savaşta Afganistan ve Pakistan’ı yeterince tüketti ve yordu; elbette kendisi de yoruldu. Yeni bir stratejik hamle-yeni bir soğuk savaş- için güç toplamaya, ittifaklar oluşturmaya ihtiyacı vardır. Ancak çekilmenin arka planında sadece bu amaç yoktur. Afganistan, çok büyük sancılara gebe Güney Asya’nın ortasındadır ve bölge için yeni bir Suriye olmaya adaydır. Konu ilk elden Çin, Rusya, İran, Pakistan ve Hindistan’ı; ayrıca Rusya’nın yumuşak karşı Merkez Asya ülkelerini ilgilendirmektedir. Buradan yaygınlaşacak bir yangın dünya nüfusunun yarısına yakınını etkisi altına alabilir.

Öte yandan Çin’in “Bir Yol Bir Kuşak” stratejisinin yoğunlaştığı bir bölgedir; bu stratejinin güçlenmesinin de çöküşünün de kaderi bu topraklara bağlıdır. Pakistan’da şimdiden Çinli mühendisler hedef alınıp öldürülmeye başlandı.

Afganistan bu kadar önemli bir noktada durduğu için Türkiye’nin son heveslerine değinmeden olmaz. Eğer Ankara Taliban’a rağmen Kabil havaalanını “korumaya” kalkışırsa kendini yeni soğuk savaşın ortasında bulacaktır.